SİTEYE HOŞ GELDİNİZ
ANA SAYFA
BALON PATLATMAYA NE DERSİNİZ??
CANLI YAYIN
DJ GİRİŞİ
ELMANIN FAYDALARI
ARAMA MOTORU
EML-AİLEBİRLİGİ SİTESİ
FACEBOOK
OYUNLAR
FIKRALAR
YEMEK TARİFLERİ
HAMUR İŞLERİ
FİLM SEYRET
ŞİİR
YESİLELMAM
FLATCAST YARDIM
ZAMAN
TÜRKİYE
HARİTA
TÜRKÇE-İNG..İNG-TÜRKÇE ÇEVİRİ
GÜNLÜK FAL
KLİPLER
FLASH OYUNLAR
KOMİK VİDEOLAR
Galeri
RESİMLER
KİM
İletişim
GÖRÜŞLERİNİZ
TÜRKİYE




                     TARİHTE TÜRKİYE
Türkiye; çok eski devirlerden beri bilinen bir ülkedşr. Türkiye olarak bilinen
Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey yarımkürede, Avrupa ve Asya kıtalarının kesişme noktasında bulunan bir ülke. Ülke topraklarının büyük bir bölümü Anadolu yarımadasında, kalanı ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur. Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir. Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye'dir.
Anadolu daima göçlere istilalara uğramıştır. Doğu ve batı,
Anadolu kelimesi Yunanca güneşin doğduğu yer anlamına gelen “Anatoli”dan doğmuştur. Romalılar, kendi topraklarına göre doğuda kaldığından buraya doğu toprağı anlamında Thema Anadolia demişlerdir. Anadolu isminin bir bölge adı olması ise Selçukluların Anadoluya gelmesiyle başladı.
Asya ve
Dünyanın en büyük kıtası. Avrupanın doğusunda, Büyük Okyanus'un batısında, Okyanusya'nın kuzeyinde ve Arktik Okyanus'un güneyinde bulunan kıta. Doğuda Pasifik Okyanusu, kuzeyde Kuzey Buz Denizi, güneyde Hint Okyanusu, batıda Avrupa kıtası ile çevrilidir. Avrupa kıtası ile olan sınırı kesin tespit edilmiş değildir. Eskiden Don Nehri, Asya ile Avrupa arasında sınır olarak kabul edilirdi. Daha sonra Ural Dağları sınır olarak kabul edilmeye başlandı.
Avrupa kıtalarının köprüsü özelliğinde olduğundan çeşitli kavim, devlet, kültür ve medeniyetleri bünyesinde barındırdı.
Avrasya olarak bilinen eski dünya kıtasının batısındaki büyük yarımada olan Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib) Güneşin Battığı taraf anlamına gelir. Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca'da Europa olmuş ve Ege Denizi'ne göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir.
Hattiler, M.Ö. 2500-2000 yılları arasında Anadolu'da
Mezopotomya etkisindeki medeniyeti temsil ettiler (Bkz Anadolu Medeniyetleri). M.Ö. 2000 yıllarında Anadolu'da
Anadolu Medeniyetleri Alm. anatolische Zivilisationen (f), Fr. Civilisations d’Anatolie, İng. Anatolian Civilisations. Anadolu’da tarih boyunca kurulan medeniyetler. Anadolu isminin ortaya çıkışı konusunda iki rivayet vardır. Birincisi; Romalıların buralara hakim oldukları devirde Kızılırmak ile Ege Denizi arasındaki bölgeye “Thema Anatolica” (Doğu Bölgesi) ismini vermişlerdir. Zamanla Thema Anadolica isminin yerine sadece Anatolica kullanılmış ve batı literatürüne bu
Hititler,
Anadolu’nun tarihsel çağları, Çorum'un Sungurlu ilçesine 5 km. uzaklıkta bulunan ve yapılan kazılarda Hitit İmparatorluğu’nun başkenti Hattuşa olduğu anlaşılan Boğazköy'de, Yozgat’ın güneydoğusuna düşen Alişarhöyük'te ve kayserinin kuzeyindeki Kültepede bulunan, çivi yazısı ile yazılmış tablet denilen kil levhacıklar ile başlar. Sayıca, Alişar ve Boğazköy de az Kültepede ise on binleri aş
Trakya'da
Balkan yarımadasının doğusundaki bölgeye verilen isim. Trakya güney Avrupa'da yer alan güney Bulgaristan, kuzeydoğu Yunanistan ve Türkiye'nin Avrupa yakasını içeren tarihi çok zengin bir bölgedir. Türkiye sınırları içindeki yüzölçümü 133,080 km² olan bu bölgenin üç deniz ile sınırı vardir; Karadeniz, Marmara Denizi ve Ege Denizi.
Trakların oturduğu kabul edilir. Hititler, Orta Anadolu'da M.Ö. 1850'de devlet kurarak, genişlediler. Anadolu'nun tamamına yakınına hakim oldular. Arkeolojik kazılarda bulunan kültür ve medeniyet eserleri meydana getirdiler. Yapılan kazılarda
Antik çağda bugünkü Trakya, Bulgaristan ve kuzey Yunanistan'da yaşamış, M.Ö. 4. y.y.'da Büyük İskender'in topraklarını ele geçirmesiyle asimile olmuş kavim.
Alacahöyük ve
Çorum’a bağlı Alaca ilçesinin kuzeybatısında yer alan höyük. Önemli Hitit merkezlerinden olan bu höyük, 310 m genişliğinde 20 m yüksekliğindedir. Çok eski devirlerin önemli doğu - batı yolu üzerindedir.
İlk olarak 1835’de W.G. Hamilton tarafından gezilen Alacahöyük, o zamandan beri çeşitli araştırma ve kazılarla hakkında bilgi edinilmeye çalışılan bir yerdi. Buradaki kazılar esaslı olarak 1935 yılında Türk Tarih Kurumu adına yapılmaya başlan
Boğazköy'de Hitit eserleri bulundu (Bkz. Hititler). Hititler zamanında, batıdan
İyonlar, doğudan
İzmir ile Büyük Menderes ırmaklarının bulunduğu bölgeye yerleşmişlerdir. Polis adı verilen şehir devletleri şeklinde yaşamışlardır. En önemlileri İzmir, Foça, Efes, Milet’dir. Bu şehir devletleri; aralarında ticari rekabet bulunması ve hürriyetlerine düşkün olmaları nedeniyle siyasi birlik oluşturamamışlar ancak dini inanışlarının ortak olması sebebiyle kültür birliği sağlamışlardır.Fenike harf yazısının Ege havzasında tanınmasını sağlamışlardır. Bilim, sanat, alanlarında Anadolu’da İlkçağda en
Asurlular,
Aslen Kuzey Irak'ta, Dicle kıyısında bulunan Aşur/Asur (Qalat Şarqat)şehri ve çevresinde yaşayan bir Sami toplulukken özellikle M.Ö. 2000 sonrası doğu-batı arası global ticaretten faydalanarak gelişmiş ve topraklarını genişleterek ülkelerini bir imparatorluğa dönüştürmüş eskiçağ halkı.
Urartular, güneydoğudan
Urartu Devleti Doğu Anadolu'da yaşamış ilkçağ ulusudur, en parlak döneminde (M.Ö. IX. yy.) Hazar Denizi'nden Malatya'ya kadar uzanan alanda egemenlik sürüyordu. Başkenti Tuşpa (Van) idi. Devletin kuzey sınırları Erzurum ve Erzincan'a, güney sınırlarıysa Musul ve Halep'e kadar uzanıyordu. O yıllarda Ön Asya'nın büyük devleti olan Asur Devleti, Urartuların bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı.
Hurriler ve
Anadolu’da devlet kurmuş eski bir kavim. Milattan önce 3000 yıllarında Anadolu’da oturan Hurriler, M.Ö. 2000 yıllarında Kuzey Mezopotamya, Suriye, Filistin ve Kilikya’da Mitanni ve Kizzuwatna krallıklarını kurdular. Mîlâttan önce 1300 yıllarında Mısır’a giren Hiksoslar, Hurrileri de hâkimiyetleri altına aldılar. Hurriler Musul çevresinde oturan Asya kökenli Subarular’ın torunlarıdır.
Mitannilerin istilasına uğradı. Traklar ise Trakya'da kabileler halinde yaşıyorlardı. M.Ö. 1000 yılında ise, Anadolu; Geç Hititler, Asurlular, Urartular,
Frigyalılar,
M.Ö. 12-7. yüzyıllar arasında Anadolu’nun batısında hakimiyet kuran topluluk. Frigler M.Ö. 1200 yılından sonra Trakya’dan Anadolu’ya dalgalar halinde gelmişlerdir. Bunların yerleştikleri bölgeye Frigya denmektedir. Bu bölge Tuz Gölünün kuzeybatısında kalan mıntıka ile bunun kuzeybatısında kalan yerlerdir. Hitit İmparatorluğunun parçalanması üzerine Orta Anadolu yaylalarına yayılarak başkent Gordion’u ve önemli bir dini merkez olan Midas (Yazılıkaya) şehirlerini kurdular.
Lidyalılar,
Lidyalılar Alm. Lyd(i)er (pl.), Fr. Lydiens (pl.), İng. Lydians. Batı Anadolu'da devlet kurmuş eski bir kavim. Asıl merkezleri, Menderes ve Gediz nehirleri vadileriydi. Ülke güneyinde Karya, doğusunda Frigya, batısında Eolya, kuzeyinde Temnos Dağları ile çevrilidir.
Yunan efsanelerine dayanarak, M.Ö. 700'lerde Mermnad veya Şahin Kralları adı ile kaynaklarda geçen Lidya Sülalesinin adı, Lidas'tan gelmiştir. İlk kralları Giges'tir.
Medler ve
İ. Ö. 1300 yıllarında Med ve Pers aşiretleri Asya’nın kuzeydoğusundan İran’a gelmeye başlamışlardır. Bunlardan Med aşiretleri İran’ın batısındaki Urmiye gölü çevresine yerleşmişlerdir. Med’ler Urmiye gölü çevresinden batıya, Botan bölgesine doğru yayılmışlardır.
Perslerin hakimiyetine girdi.
Bunlardan sonra Trakya dahil
Persler İran’a hakim olan eski bir kavim. Ari ırkına mensup, Hint-Avrupa kavmidir. M.Ö. 2000 yılında, kuzeyden gelip, Orta İran’a yerleştiler. Eski Ortadoğu’ya hakim Elamlılar ve Medlerin hakimiyetinde yaşadılar. M.Ö. 6. yüzyıl ortalarında, Pers Prensi
Makedonya ve
Makedonya Cumhuriyeti Balkan Yarımadasında yer alan bir devlet. Güneyinde Yunanistan, doğusunda Bulgaristan, batısında Arnavutluk, kuzeyinde ise Sırbistan-Karadağ'ın yer alır. Başkenti Üsküp olan ülkenin Yüzölçümü 25.713 km2, nüfusu 4.760.000, resmi dili Makedonca ve para birimi Makedonya Dinarı'dır.
Romalıların eline geçti. Romalıların M.S. 395 yılında ikiye ayrılmasıyla Türkiye toprakları Doğu Roma da denilen
Romalılar, MÖ 9 yy'de Italyan yarımadasında bulunan Roma adındaki şehir-devlette başlayan medeniyeti ve o medeniyetin mensuplarını belirler. Dilimizde anlamı aynı zamanda günümüzün Roma şehirinde yaşayan insanları da kapsar.
Bizanslıların payına düştü. Bizanslılar, Türkiye'ye önceleri bütün, sonraları da fasılalı olarak kısmen hakim oldular. Bizanslılar (395-1453) devrinde Türkiye, Anadolu tarafından
Bizans İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu’nun İS 395’te Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasıyla ortaya çıktı. Başkenti Roma olan Batı Roma İmparatorluğu 5. yüzyılda Germen kabilelerince yıkıldı. Merkezi Konstantinopolis (bugün İstanbul) olan ve Doğu Roma İmparatorluğu da denen Bizans İmparatorluğu ise, bin yılı aşkın bir süre varlığını sürdürdü. Bizans’ın ortaya çıkışı, Roma İmparatoru Constantinus’un başkenti Roma’dan bugünkü İstanbul’a taşımasıyla da yakından ilişkilidir.

Partlar, Part Krallığı, Part İmparatorluğu, Parthia ya da Arşaklılar1 (Orta Farsça'da: اشکانیان Aşkâniân), günümüz İran'ının kuzeydoğusunda yer alan bir medeniyetti.

Sasaniler 224 - 652 yılları arasında Pers İmparatorluğunu yönetmiş olan hanedana verilen isim.
Haçlılar ve
Haçlı Seferleri, 1094-1270 arasında, Avrupalı Katolik Hristiyanların, Papanın da etkisini kullanarak, Müslümanların elindeki Ortadoğu toprakları (Kutsal Topraklar) üzerinde askeri ve siyasi kontrol kurmak için düzenledikleri askeri akınlardır.
Moğolların taarruz ve istilasına uğradı. Hulefa-i Raşidin (
Moğolistan'ın yerli halkı. Doğu Asya kavimlerinden. Asıl yurtları Moğolistan’dır. Kısa zamanda Asya kıtasının büyük bir kısmına sâhip olup, yayıldılar.
Dört Halife Devri),
Dört Halife Peygamberimizin (SAV) vefatından sonra Eshab-ı kiram (Peygamberimizin arkadaşları, ilk Müslümanlar) arasından hilafet makamına sıra ile seçilerek geçen dört büyük zat. Dört halife hilafet makamına geçme ve en üstün olma sıralarına göre şöyledir: Hazret-i Ebu Bekr, hazret-i Ömer, hazret-i Osman, hazret-i Ali.

Emeviler, Dört Halife Dönemi’nden (632-661) sonra Müslüman Arap devletine egemen olan hanedandır. Hz. Ali’nin 661’de öldürülmesinden sonra başa geçen Emeviler, 750’de Abbasiler tarafından yıkılıncaya değin hüküm sürdüler.
Abbasiler,
Abbasi Devleti (750-1258) Hz. Muhammed'in amcası Abbas'ın soyundan gelen Ebul Abbas'ın kurduğu devlet. 750 yılında Abbasiler Emevi yönetimine karşı ayaklanarak halifeliği ve iktidarı ele geçirdiler. Bu tarihten başlayarak Abbasiler 1258'e kadar İslam dünyasının büyük bölümüne egemen oldular.
 
Selçuklular, Türk-İslam devletlerinin en büyüklerindendir. Oğuzların Üçoklar kolunun, Kınık boyuna mensupturlar. 10. yüzyılın sonu ile 11. yüzyılın başlarında İslamı kabul ettiler. Selçuklular; Çin'den, Batı Anadolu dahil bütün Ortadoğu ülkeleri, Akdeniz sahilleri, Kuzeybatı Afrika, Hicaz ve Yemen'den Rusya içlerine kadar yayılan hakimiyetin, muazzam bir kültür ve medeniyetin temsilcisidir.
Anadolu Beylikleri, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve sonunda Osmanlıların fethine uğradı. Trakya ise, Avrupa Hunları, Avarlar, Bulgar Türkleri, Peçenekler, Haçlılar ve Slavların taarruzuna uğradı.
Türkiye toprakları 11. yüzyıldan itibaren Türk kavimlerinin akınına uğramaya başladı (Bkz. Türkler). Selçuklular Anadolu fethine başlayıp, tamamladılar. Anadolu'nun Türkleşip, İslamlaşmasında çok hizmetleri geçti (Bkz. Selçuklular). Türkiye'nin Anadolu ve Trakya toprakları, 13. yüzyılda başlayıp, 15. yüzyılda tamamlanan Osmanlı hakimiyetine girdi (Bkz. Osmanlı Devleti). Türkiye, Osmanlı Devletinin son zamanına kadar taarruz ve istilaya uğramadı. Osmanlı Devletine karşı, 19. yüzyılda Rusya, Papalık çeşitli uluslararası yıkıcı ve bölücü fikir akınlarıyla, politikaların gizli ve aşikar taarruzuna uğradı. Yirminci yüzyılda ise hiç yoktan Birinci Dünya Savaşına sokularak güçsüz düşürülüp, taarruz ve istila edildi. Türkiye; İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan ve sömürge kuvvetlerince işgal edildi. Türk Milleti işgalcilere karşı tarihe altın harflerle yazılan Bağımsızlık Mücadelesini verdi (Bkz. Türk Kurtuluş Savaşı). Milli Mücadeleyi kazandı. İstiklal Savaşı yıllarında, 23 Nisan 1920'de Ankara'da kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye'de köklü değişiklikler, reformlar yaptı. Türk milletinin kazandığı zaferler sonunda; TBMM ve başkanı Mustafa Kemal Paşa (bkz. Mustafa Kemal Atatürk), Türkiye'de her alanda inkılaplara başladı. İnkılaplar, devrin şartlarına göre çok güç olmasına rağmen bütün engeller aşılarak kararlaştırılıp, uygulandı. Bu inkılaplar, “Atatürk İhtilali” yada “Kemalizm” adıyla bilinmektedir. Birinci Dönem TBMM (1920-1923) devrinde; Osman Gazinin 1281 yılında Kayı Beyi olmasından beri devam eden Osmanlı Hanedanını sona erdiren 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılması ve halifeliğin Osmanlı Hanedanına mensup en yaşlı ve ahlakla ilimce en uygununun TBMM'ce seçimine dair kanun çıkarıldı. İkinci Dönem TBMM (1923-1927) devrinde uzun görüşmeler ve çok çetin müzakereler sonunda bugünkü sınırlarımızı, bazı hukuk kuralları ve siyasetimizi tespit eden Lozan Antlaşması imzalandı.
Lozan Antlaşmasından sonra İkinci Dönem Meclisi şu inkılapları yaptı: 29 Ekim 1923'teCumhuriyet ilan edilerek, devletin idare şekli tespit edildi. 3 Mart 1924'te “Hilafetin İlgası ve Hanedan-ı Osmaniyenin Türkiye Cumhuriyeti memalik-i hariciyesine çıkarılması, yine aynı gün, Şer'iye ve Evkaf ile Erkan-ı Harbiye Vekaletlerin kaldırılmasına ilişkin kanunla Tevhidi Tedrisat kanunları da kabul edildi. Şer'iye ve Evkaf Vekaletinin kaldırılmasıyla ve vekalete bağlı bütün okul ve medreseler kapatıldı. Tevhid-i Tedrisat (Eğitim ve Öğretim) kanununun kabulüyle de bütün okulların eğitim ve öğretim işleri, milli ve laik ilkeler doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığının idaresine bırakıldı. Şer'iyye Mahkemeleri kaldırılarak 8 Nisan 1924'te mahkemeler birleştirildi.
20 Nisan 1924'te devlete yeni bir düzen veren Anayasa, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edildi. Aşar Vergisi 17 Şubat 1925'te kaldırıldı. Saltanat ve hilafetin kaldırılması, eğitimde birliğin sağlanması ve Cumhuriyetin ilanıyla girişilen inkılaplara yenileri eklenerek, yenileme çabaları sürdürüldü. 25 Kasım 1925'te Şapka Kanunu çıkarılarak fes kaldırıldı.
Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılmasına ilişkin 2 Eylül 1925 tarihli kararname, 30 Kasım 1925'te yayımlanan kanunla kesinleşti. Hicri takvim, Ezani yani alaturka saat yerine 25 Aralık 1925'te Miladi takvim, vasati yani alafranga saat sistemi kabul edildi. 17 Şubat 1926'da Medeni Kanun kabul edilerek, kadının hukuki durumu yeniden düzenlendi. İktisadi müesseselerde, Türkçe Kullanılması Kanunu 10 Nisan 1926'da kabul edildi. 1 Temmuz 1926'da Kabotaj Hakkı yürürlüğe girdi. 28 Mayıs 1927'de Sanayii Teşvik Kanunu çıkarıldı.
Üçüncü Dönem TBMM (1927-1931) devrinde şu inkılaplar yapıldı: Laiklik esası, 9 Nisan 1928'de Anayasaya alınarak, kurumlar laikleştirildi. 24 Mayıs 1928 Latin rakamı inkılabından sonra Kasım 1928'de otuz altı harfli Osmanlı elifbası yerine yirmi dokuz harfli Latin alfabesi kabul edildi. 14 Temmuz 1930'da kadınların belediye seçimlerine katılma ve 23 Aralık 1930'da seçilme hakları verildi. Türk Tarih Kurumu, 15 Nisan 1931'de “Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti” adıyla kuruldu. Dördüncü Dönem TBMM (1931-1935) devrinde, Türk Dil Kurumu “Türk Dili Tetkik Cemiyeti” adıyla 12 Temmuz 1932'de kuruldu. 31 Mayıs 1933'te Üniversite Islahatı Kanunu çıkarıldı. 21 Haziran 1934'te Soyadı, 26 Kasım 1934'te Lakap ve Ünvanların Kaldırılması Kanunu çıkarılıp, 5 Aralık 1934'te de kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi. Türkiye Cumhuriyeti dış politikası kuruluşundan itibaren “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” esasına göre tespit edildi. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve inkılapların mimarı, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün 10 Kasım 1938'de ölmesinden sonra da açtığı yoldan gidildi.
Atatürk'ten sonra Cumhurbaşkanlığına İsmet İnönü getirildi. İsmet İnönü (1938-1950) devrinde bütün dünyayı saran İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) çıktı. Türkiye, fiili olarak harbe girmemesine rağmen savaş hali ve ekonomisi uyguladı. Bu devrede ülkede açlık çekilip, hürriyetler kısıtlandıysa da, 1946'da çok partili sisteme geçmesiyle iktidar ve tek parti çok sarsıldı. 1950 seçimlerinde iktidar Cumhuriyet Halk Partisinden Demokrat Partiye geçince İsmet İnönü Cumhurbaşkanlığını Celal Bayar'a devretti.
Celal Bayar'ın Cumhurbaşkanlığı, Adnan Menderes'in Başbakanlığı, Demokrat Partinin iktidarda kaldığı 1960 yılına kadar sürdü. 1950-1960 yılları Türkiye'nin hareketli bir iç ve dış politika yaşadığı devirdir. Türkiye, dünya barışı için Birleşmiş Milletlerin çağrısı üzerine bir Türk Tugayını Kore'ye gönderdi. Türk Tugayı Kore'de komünistlere karşı müttefiklerinin ve bütün dünyanın takdirini toplayan zaferler kazanıp, ittifak içindeki görevini hakkıyla yerine getirdi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kore'deki başarıları Türkiye'nin itibarını arttırdı. İkinci Düyna savaşından sonra Sovyet yayılmasına karşı kurulan Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatına yani NATO'ya kabul edildi. Türkiye'nin NATO'ya girmesiyle Sovyet yayılma ve tehlikesi, sıcak savaşı durdurmuşsa da soğuk savaşın önüne bütünüyle geçilememiştir. İttifak sisteminin gereği üzerine, 28 Şubat 1953'te Balkan Paktına, 24 Şubat 1958'de Bağdat Paktı da denilen CENTO'ya girildi.
Demokrat Parti (1950-1960) zamanında dış münasebetlerin gelişmesi yanında memleket içinde de çok büyük gelişmeler oldu. Demokrasi işlerlik kazanarak, İkinci Dünya Savaşı psikolojisinden memleket kurtarıldı. Türkiye kalkınma yolunda çok büyük mesafeler kazandı. Cumhuriyet devrinde kurulan devlet teşekküllerinin faaliyetleri hızla arttırıldı. Hür teşebbüse imkan tanınmasıyla özel sektör de kalkınmadaki yerini aldı. Devlet, kamu ve özel sektörün faaliyetlerinin arttırılmasıyla kalkınma çok hızlandı. Pekçok fabrika, santral, baraj, site ve işyeri açıldı. Şehirleşme arttı. Eğitim ve öğretim kurumları arttırılarak, imkanlar genişledi. Pekçok mesleki, teknik ve dini okullarla ilkokul, orta öğretim müesseseleri, üniversiteler ve akademiyle bunlara bağlı fakülte ve yüksek okullar açıldı. Her sahadan eleman yetiştirilmesine ağırlık verildi.
Demokrat Parti iktidarı 27 Mayıs 1960'ta Türk Silahlı Kuvvetlerinin müdahalesiyle son bulup, Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı oldu. Cemal Gürsel'in 1966 yılına kadar devam eden Cumhurbaşkanlığı zamanında Kurucu Meclisçe, 1961'de Anayasa ve aynı yıl seçimler yapıldı. İki defa ihtilale teşebbüs edilip, hükümet buhranı görüldü. CENTO ülkeleri, 21 Temmuz 1963'te Bölgesel Kalkınma İçin İşbirliği Teşkilatını (RCO) kurdular. Hükümet buhranı Adalet Partisinin iktidara gelip, Süleyman Demirel'in Başbakan olmasıyla sona erdi. Cemal Gürsel'in rahatsızlanıp, 1966'da ölmesiyle Cevdet Sunay Cumhurbaşkanı oldu. Cevdet Sunay'ın Cumhurbaşkanlığı (1966-1973) zamanında öğrenci hareketleri üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri 12 Mart 1971'de hükümete muhtıra verdi. Muhtıra üzerine Süleyman Demirel hükümeti çekildi. Partilerin iştirakiyle yeni hükümet kuruldu. Cevdet Sunay'dan sonra 1973'te Fahri Korutürk Cumhurbaşkanı seçildi. Fahri Korutürk'ün Cumhurbaşkanlığı (1973-1980) zamanında hükümet buhranları sık görüldü. Hiçbir parti çoğunlukta olmadığı için koalisyon hükümetleri kuruldu. Sık sık hükümetler iş başından ayrıldı. Hükümet buhranları toplumda anarşiyi arttırdı. Fahri Korutürk'ten sonra Cumhurbaşkanı dahi seçilemedi. Türk Silahlı Kuvvetleri, ülke çapında devam eden anarşik hadiselerin, sosyal buhranların önüne geçmek gayesiyle 12 Eylül 1980'de idareye el koydu. (bkz. 12 Eylül Darbesi) Anarşi durdurularak, devlet yıkımdan kurtarıldı. Türkiye'ye huzur getirildi. Genelkurmaybaşkanı Kenan Evren, Konsey ve Devlet Başkanlığı vazifelerindeyken Danışma Meclisi, Anayasa hazırladı. Anayasa 7 Kasım 1982'de halk oylamasına sunularak, % 91.4 nispetle kabul edildi. 1982 Anayasasıyla beraber Kenan Evren'in Cumhurbaşkanlığı da milletçe kabul edildi. 1983'te seçimler yapılarak, demokrasiye tekrar geçildi. Seçimde Anavatan Partisi çoğunluğu kazanarak, Turgut Özal Başbakan oldu. 1987'de yapılan seçimleri de büyük çoğunlukla Anavatan Partisi kazandı. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in görev süresinin dolmasından sonra 1989'da Turgut Özal meclis tarafından Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanı, başbakanlığa Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut'u atadı. 16 Haziran 1991'de yapılan kongrede Anavatan Partisi Genel Başkanlığına Mesut Yılmaz seçildi. Daha sonra Cumhurbaşkanı tarafından yeni hükümeti kurmakla vazifelendirildi. Mesut Yılmaz'ın başbakanlığı 20 Ekim 1991 seçimlerine kadar sürdü. 20 Ekim seçimlerinde hiçbir parti tek başına seçimleri kazanamadı. Demirel başkanlığında koalisyon hükümeti kuruldu. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 1993'te vefatı üzerine bu makama DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel seçildi. Cumhurbaşkanı, 1993'te yapılan DYP Genel Başkanlığına seçilen Tansu Çiller'i yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi. Tansu Çiller, Demirel zamanındaki koalisyon hükümetine bazı bakanları değiştirerek devam etti...
                                                                Alıntı...
                      ŞİMDİKİ TÜRKİYE
Otobüs şoförü `yandaki kazaya bakarken´ otobüsü devirdi; 6 ölü. (11 şubat)
Bıçaklanan adamı arkadaşları, 5 dakika mesafedeki izmit devlet hastanesi yerine “tanıdık doktor var” diyerek gölcük´e götürürken yolda can verdi. (15 şubat)
Kurban bayramı´nın daha ilk dakikalarında 103 kişi kendini yaraladı; bir tosun da 5´inci kattan düştü! japon turistler sokaklarda kurban kesen türkleri kameralarla kaydetti.
Evine gelen elektrik faturasını gören kemal derviş “bu faturalar herkese böyle mi geliyor? bu millet buna rağmen isyan etmiyor ha… türkiye´de isyan çıkmayacağına inandım” dedi.(25 şubat)
Malatya´da hırsız, çaldığı malları koyduğu yerde bulamayınca polisi aradı! (27 şubat)
Bursa´da umut semerci adlı genç “bir çift yürek”i okuyup aborjinlere katılmak üzere evden kaçtı. (4 mart)
Bir adam halay çekerken kendini bıçakladı!
İstanbul büyükşehir belediyesi, 8 mart dünya kadınlar günü için düzenleyeceği şenliğe çağıracağı isimleri açıkladı: tecavüzden hapis yatan doğuş ile kadın dövmeyi savunan ibrahim erkal. (5 mart)
Bülent ecevit, dramatik bir tonla “barış değil savaş istiyoruz” dedi; aynı gün tayyip erdoğan´ın sürç-ü lisanı “kürdistan” oldu. (7 mart)
Yozgat´ta mc davut´s´ adıyla köftecilik yapan adama mc donald´s uyarıda bulundu. köfteci, “mc donald´s´a bir zarar verdiysek özür dileriz” dedi. (9 mart)
Rize ve giresun´da iki kişi kendi kestikleri ağacın altında kaldı. (11 mart)
Konya´daki bir markette avakadonun yanında `kullanma klavuzu´ verilmeye başlandı. (15 mart)
Bir çiftin kızlarına, her gün önünden geçtikleri gima marketin ismini verdikleri ortaya çıktı.
Tunceli´de 3 bin kişi birahanede çalışan 8 kadına karşı yürüdü. (25 mart)
Samsun´da kurusıkıya gerçek mermi koyan 2 kişi birbirini yaraladı. (29 mart)
`kümes hayvanları derneği´ adı altında horoz dövüştüren gruba hayvan dostları derneği baskın yaptı; 4 kişi yaralandı.
Urfa´da 2 çete, 13 yaşındaki usta kapkaççı m.y.´yi transfer etmek için otomobil önerdi; kavga çıktı, 11 kişi tutuklandı. (31 mart)
Show tv´nin “kaçak” adlı yarışmasında ki “kaçan adam”,bursa´da kendisini gören 10 kadar işgüzar tarafından “kaçak lan bu” denilerek dövüldü. (5 nisan)
Kayseri´de “ben cebrail’im (azrail bile değil!) hepinizin canınızı alacağım” diyerek tehditler savuran adam çevresinden 200 milyon lira haraç aldı. (21 nisan)
Sinop´ta bomba dersi veren bir adam `gerçek bomba ile verdiği´ derste pimi
Açık unutunca yaralandı. (26 nisan)
Bursa´da iki adam, uzun yolculukta tek kapılı arabada arkada oturan ve
Sürekli tuvalet ihtiyacı duyan arkadaşlarını başını mermere vurarak öldürdü.
(30 nisan)
Bursa´da bir adam, fabrikada çayına çiş karıştırıp
Şaka yapan(!) 3 arkadaşını pompalı tüfekle öldürdü. (3 mayıs)
Gaziantep´de bir adam yavru kazını yiyen kediyi pompalı tüfekle vurdu;
Kedinin sahibi de döner bıçağıyla adamı öldürdü (19 mayıs).
Silifke’li ünal pişirgen, inek maketinin içine koyduğu soğutucudan
`sağdığı´ ayrana `inek kola´ adını verdi.(22 mayıs)
Vanlılar köy-kent projesi için gelen dünya bankası
Yetkililerine “biz kent istemiyoruz, inek verin yeter” dedi. (28 mayıs)
Bursa´da bir adam diğerini “sol eliyle çorba içtiği için”öldürdü (29
Haziran).
Adanalı seyyar lokantacı osman çakmak, zabıtadan kaçmak için büfesini
Raylı sistemle taşıdı. (8 temmuz)
Kıyısında `içtiği´ sapanca gölü´nü `o kafayla´
Yüzerek geçeceği iddiasına giren ali pehlivan boğuldu. (10 temmuz)
Konya´da akıl hastaları hasta bakıcının anahtarlarını çalarak kaçtı. (15
Temmuz)
Giresun´da çarpışan otomobillerde kavga çıktı 1 ölü; 2 yaralı. (15
Temmuz.)
Giresun´da cami avlusunda iskambil oynayan kardeşleri uyaran müezzin
Öldüresiye dayak yedi. (19 temmuz).
Adana´da döner ustası yunus şen, dürümün içindeki eti az bulan
Müşterisince öldürüldü. (19 temmuz.)
Sarhoş olup 5 ay önce taşındığı evi kendi evi zannederek içeri giren,
Rahat rahat televizyon seyreden adam ev sahiplerinden yediği dayak nedeniyle
Öldü. (22 temmuz).
Adana´da oğlunun sünnet düğününde hep aynı şarkıyı
Çaldıran grupla tartışan adam bir kişiyi öldürdü (22 temmuz).
İki komşu kadın tv sesinin yüksekliği nedeniyle gündüz kavga ettiler; gece
De eşleri kavga etti; 1 ölü. (24 temmuz).
Gaziosmanpaşa´da 3 kafadarın, 370 metrelik elektrik
Kablosuyla yaptıkları ışıklı uçurtmayı halk ufo sandı. (27 temmuz)
Rize´de boşanmadaki mal paylaşımında kavga çıktı; 1
Ölü, 5 yaralı. (10 ağustos)
İzmit´te ahmet üstün´ü kaçırdığı genç kızın
Yakınları önce dövdü; sonra da 2 saat boyunca kırmızı bez parçalarından
Yapılan bir dansöz kıyafeti ve topuklu ayakkabılarla mahallede `oynattı´.
(13 ağustos)
Kolici katil, tahliye talebi reddedilince hakime saatini fırlattı. (24
Eylül)
Konya´da biri cami avlusuna krizde bakamadığı gerekçesiyle hamster
Bıraktı.
Cihangir parkı´nda keje adlı dizinin çekimlerinde rol gereği biri
Bıçaklandı. tinerci adil çalışkan, “güçsüz birine saldırmak olur mu?”
Diyerek iki kameramanı kalçasından bıçakla yaraladı. (29 eylül)
Diyanet işleri eski başkanı ve eski devlet bakanı dr. lütfi doğan,
Kadınların ne hissettiğini anlamak için evinde türbanla dolaştığını
Açıkladı. (9 ekim)
Tansu çiller kırklareli halkına, “allah´ı size emanet ediyorum” diye
Seslendi. (12 ekim)
Bbg üçüncü dönem birincisi kaan´ın annesi istanbul
İkinci bölgeden bağımsız milletvekili adayı oldu; oğlunun fotoğrafıyla
Dolaşıp “bu çocuğu ben yetiştirdim” diyerek oy istedi.
Eskişehir´de, taraftarlar derneği başkanı deniz
Yılmaz´ı gözaltına alındı. polis, yılmaz´ın kendini duvara vurup
Akciğerlerini patlattığını kaburgalarını kırdığını açıkladı.
Televole ekibi, taaa kıbrıs´a kadar giderek çağla
Şikel´in mesajında adı geçen tostu yapan makineyi buldu!
Erzincanlılar, arçelik reklamında “korkak” bir bekçiyi canlandıran şafak
Sezer´e kızınca oyuncu özür diledi. (27 kasım)
Samsun´da bir genç silahla atatürk büstünü rehin aldı. ertesi gün de büste
Çiçek koydu.
                                                          Alıntı...

Bugün 2 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
            

BİRİLERİ SİZİ İZLİYOR

                        Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol